Boğaziçi seyran yeri
Vasfa sezadır her yeri;
Tıopkapı’da çık seyreyle,
Bayrampaşa bostanları.
ZEYTİNBURNU: Bir “Osmanlı Patikası”…
Surların Ötesindeki İstanbul!
Tarihte dünyanın sıfır noktası olduğu kabul edilen “Million” taşından, Roma’ya kadar uzanan “Via Egnatia” yolunun yedinci mili olan “Eudomon” bugün ise İstanbul’un geleceğe bakan yüzünü temsil ediyor. İstanbul günümüzde modanın ve alışverişin de başkenti. Zeytinburnu’ndan Florya’ya kadar uzanan hatta sıralanmış alışveriş merkezleri, İstanbul’u ziyaret edenlere kentin tarih, kültür ve doğadan çok daha fazlasını sunduğunun göstergesi!
Tarihçe
Osmanlı İstanbul’unun sur içinde bulunmayıp, Bizans döneminden beri varlığı bilinen ve Yedikule’nin dışından Büyükçekmece’ye kadar uzanan arazi üzerinde yer alan yerleşim yerlerinden biri olan Zeytinburnu, Osmanlı’nın sur dışına çıkar çıkmaz ilk ayak bastığı yer ve bir patikaydı. Bugün İstanbul’un en büyük ilçelerinden biri olan Zeytinburnu’nun bu adla anılması da Marmara Denizi kıyısında bir burun üzerinde yer alması ve zamanında içinde zeytinlikler de barındıran bağlık bahçelik bir yer olmasından kaynaklanır.
“Via Egnetia” Kültür Yolunun ilk durağı…
Bu bölge Roma ve Bizans İstanbul’unda da önemli bir geçiş yoluydu. Bizantion ile bugünkü Bakırköy sınırlarında yer alan “Hebdomon” arasındaki “Via Egnatia” yolu buradan geçmekteydi. “Hebdomon” Latince ’de “yedi mil” anlamına gelen “eudomon” dan donuşmuş. Yolun adı Romalı senatör Gnaeus Egnatius’dan geliyor. Bakırköy ve Zeytinburnu’nun bu adla anılması, dünyanın sıfır noktası olduğu kabul edilen “Million” taşından başlayıp, Roma’ya kadar uzanan “Via Egnatia” yolunun yedinci mili
üzerinde bulunmasından kaynaklanıyor.
Bizans İstanbul’u ve Zeytinburnu
Bizans döneminde “Kiklobion Burnu” olarak adlandırılan Zeytinburnu, 5. Yüzyıl gibi erken bir tarihte, gözde bir yerleşim yeri haline gelmiş. İmparator I. Leo tarafından yaptırılan Panayia Kilisesi ve hemen yanındaki Balıklı Ayazması bunu göstermektedir. ZEYTİNBURNU: Bir “Osmanlı Patikası”…
Surların Ötesindeki İstanbul! Tarihte dünyanın sıfır noktası olduğu kabul edilen “Million” taşından, Roma’ya kadar uzanan “Via Egnatia” yolunun yedinci mili olan “Eudomon” bugün ise İstanbul’un geleceğe bakan yüzünü temsil ediyor. İstanbul günümüzde modanın ve alışverişin de başkenti. Zeytinburnu’ndan Florya’ya kadar uzanan hatta sıralanmış alışveriş merkezleri, İstanbul’u ziyaret edenlere kentin tarih, kültür ve doğadan çok daha fazlasını sunduğunun göstergesi!
Osmanlı İstanbul’unda Zeytinburnu
Bölgeye ilk toplu yerleşim 1453’den sonraki yıllarda, “Kudüslü Papazlar” diye adlandırılan ve diğer meslektaşlarına göre daha bağnaz olan bir grup din adamının gelmesiyle olmuş. Kudüslü Papazların, turlu tarım ürünleri, zeytin ve birçok yemişler yetiştirerek, gönüllerince yaşam sürdürdükleri bir yöre durumuna gelmiş. Fatih Sultan Mehmet, bu bölgede Yedikule Hisarını inşa ettirdikten sonra Osmanlı coğrafyasına dağılmış çok sayıda “debbağhane” (tabakhane) ve salhanelerin (hayvan kesim yerleri) buraya toplanmasını emretmiş. Fatih Sultan Mehmet Kazlıceşme’ye bir de cami yaptırmıştı. Kazlıceşme Camii ve çevresi o donemde küçük bir yerleşim yeri haline gelmişti. 19. yüzyılda Zeytinburnu’nda eski tabakhanelerin yanına çelik fabrikaları ve dokuma fabrikaları kurulmuş. 1990’lı yıllara gelindiğinde Zeytinburnu’nun nüfusu da 160.000’e yükselmişti.
Bugünkü Zeytinburnu…
21. yüzyılın Zeytinburnu devinim ve dönüşümünü sürdürürken mahalle yaşamını hala koruyor ve içinde barındırdığı mimari ve kültürel zenginlikleri ülkenin ve dünyanın dikkatine sunuyor. İlce, alışveriş anlamında cok avantajlı koşullara sahip. Zeytinburnu çok sayıda tekstilcisiyle ve büyük markaların fabrika satış mağazalarının bulunduğu Olivium (Outlet Center) ile önemli bir alışveriş merkezi konumunda. Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü ve Yeni Yüzyıl Üniversitesinin yanı sıra ilçede 43 ilköğretim okulu ve lise bulunmakta. Kazlıceşme Kultur Merkezi ve Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi, 2009 yılından beri ilçenin kültürel ve sanatsal gelişimine büyük katkı sağlamakta.
Zeytinburnu Keşif Rotası ya da Osmanlı Patikası’nın Durakları…
İşte Patikanın Durakları:
1.Topkapı Kültür Parkı, Takkeci İbrahim Ağa
Camii ve 1453 Panorama Müzesi
2.Merkez Efendi Külliyesi
3.Merkez Efendi Kabristanı
4.Merkez Efendi Köftecisi
5.Merkez Efendi Hamamı
6.Yenikapı Mevlevihane’si
7.Doğal Gıda ve Elişi Ürünleri Kapalı Pazar Yeri
1. Topkapı Kültür Parkı, Takkeci İbrahim Ağa Camii ve 1453 Panorama Müzesi
Topkapı Tramvay durağından T1 tramvay hattı ile ulaştığınız Zeytinburnu’nda ilk göreceğiniz yer 1453 Parkı olacak. 350 dönümlük ve yarısı yeşil alanla donatılan bu parkta; hafta sonu bisikletle gezinti yapabilir, el sanatları çarşısı olarak düzenlenen 23 adet Osmanlı Evleri’nde vakit geçirebilirsiniz. Bunların yanı sıra 1453 Panoramik Müze’yi gezebilirsiniz. Topkapı Kültür Parkı sınırları içinde Zeytinburnu’nun sahip olduğu en önemli tarihi eserlerden bir olan Takkeci İbrahim Ağa Camii de yer alıyor. Bu eser, özellikle iç mekan çinileri açısından çok ünlü ve değerlidir. 1591 yılında yapılan bu eser Topkapı Kültür Parkı düzenlemeleri sırasında aslına uygun olarak restorasyondan geçirilmiştir.
Panorama 1453 Tarih Müzesi
2008 yılında yapımı tamamlanan Panorama 1453 Tarih Müzesi ‘nin farkı tam panoramik olması. Anlattığı tarihi olayın geçekleştiği yerde olması da bir başka önemli özellik elbette. Müze fikrinin sahibi, ressam ve ülkemizin tanınmış çizgi film yönetmenlerinden Haşim Vatandaş’tır, yerli ve yabancı toplam sekiz sanatçı yer almıştır. Müzedeki tablo, 29 Mayıs 1453 sabahında, İstanbul’un fethinde yaşananları anlatıyor.
Tel: 0 (212) 415 14 53
e.posta: info@panoramikmuze.com
2. Merkez Efendi Mahallesi ve Kabristanı
Mahalleye ve bölgedeki pek çok diğer kültürel mekana adını veren Merkez Efendi’nin asıl adı Musa bin Muslihiddin Bin Kılıc olup Halveti tarikatının kurucularından Sümbül Efendi’nin yanında yetişmiş ve onun ölümünden sonra yerine geçerek tarikatın şeyhi olmuştur.
3. Merkez Efendi Külliyesi
Külliyeyi oluşturan yapılar aynı adı taşıyan mezarlığın içinde kalıp, Yenikapı Mevlevihane’sinin cok yakınında yer almaktadır. Osmanlı mimarisi stilindeki yapı, 1607 yılında yaptırılmış ve bir donem sıbyan mektebi, depo ve Abdulbaki Paşa Çocuk Kütüphanesi olarak kullanılmış. Aslına uygun olarak Zeytinburnu Belediyesi tarafından restore ettirilen külliye ilçedeki kültür etkinliklerine kullanılmak amacıyla “Nağmedar” ismiyle hizmete acılmış.
Merkez Efendi Türbesi
İstanbul’da Sahabe türbelerinden olan Eyüp Sultan Türbesi’nden sonra en çok ziyaret edilen türbelerden biri Merkez Efendi Türbesi’dir. Bu türbenin bulunduğu bahçede bir de dilek kuyusu bulunmaktadır…
3- Merkez Efendi Köftecisi
Buraya kadar gelip de İstanbulluların ve Zeytinburnu sakinlerinin çok sevdiği bir lezzeti; Tarihi Merkezefendi Köftecisi’nin köftelerini tatmadan gitmemelisin.
Menü tavsiyemiz: Köfte, Piyaz ve Ayran!
Adres: Merkez Efendi Cad. Merkez Efendi
Sok. No:53 Zeytinburnu/İSTANBUL
Tel: 0 (212) 665 82 70
Web: www.tarihimerkezefendikoftecisi.com.tr
4. Merkez Efendi Hamamı
Merkezefendi Caddesi üzerinde güneye doğru ilerleyince sağda, Hamam Çıkmazı Sokağı’nın kösesindeki mahalle bakkalını Son Durak Kıraathanesi’ni geçiyorsunuz. Sağda Merkezefendi Tekkesi ’ne ait olan hamamla karşılaşacaksınız. Hamam, bir Mimar Sinan eseridir.
5. Yenikapı Mevlevihanesi
Yenikapı Mevlevihane’si, Sümbül Efendi aracılığıyla Mevleviliğe intisap eden Yeniçeri Katibi Malkoc Mehmed Efendi tarafından inşa edilip 1597 yılında hizmete açılmıştır. Tekkelerin kapatılmasını izleyen yıllarda uzun bir müddet çocuk yurdu olarak kullanılan, Mevlevihane’nin tamamına yakın bolumu 1961’deki yangında yanmış. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve yerel yönetimlerin işbirliğiyle başlatılan restorasyon çalışmalarından sonra bina 2010 yılında tüm müştemilatıyla Fatih Sultan Vakfı Üniversitesi’nce tahsis edilmiştir.
7. Doğal Gıda ve Elişi Ürünleri Kapalı Pazar Yeri
Merkezefendi’de her hafta Cuma günleri acılan El Emeği Göz nuru Pazarı’nı kaçırmayın. Aynı yerde Cumartesi günleri de organik halk pazarı açılıyor.
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi…
Merkez Efendi Mahallesi’nden ayrılmadan görülmesi gereken yerlerden biri Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi. Ayrıca Zeytinburnu’nda her yıl Mayıs- Haziran aylarında yapılması gelenek haline gelen Merkez Efendi Tıp Festivali var. Ulaşım Merkez Efendi Tramvay istasyonlarından gayet kolay. Ayrıntılı bilgiler için web sitesini ziyaret edebilirsiniz: http://ztbb.org
Seyit Nizam Camii…
Kazlıceşme Mahallesi’nde, Balıklı semtinde yer alan bu cami, Nakşibendiyye tarikatı şeyhlerinden Seyyid Nizameddin Efendi tarafından tekke olarak yaptırılmıştı. Nizameddin Efendi 1568’de ölünce tekkenin yanına bir cami, çeşme ve bir de misafirhane yapılmış. Bu cami hakkında ayrıntılı bilgi için Seyit Nizam Camii Derneği’nin web sitesi olan
http://seyyidnizamcamii.com/index.html bakılabilir
Balıklı Rum Kilisesi, Ayazma ve Mezarlığı
Merkezefendi Mahallesi sınırları içerisindeki kilise, Kazlıceşme’deki Ortodoks Rum Mezarlığı’nın yakınında yer alıyor. Asıl adı Panagia Pege olan Balıklı Rum Kilisesi, Panagia Topkapı, Meryem Ana Kilisesi ve Zoodohos Peye Kilisesi olarak da anılıyor.
Balıklı Ayazması
Hz. Meryem’e ithaf olunan Balıklı Ayazması, İstanbul’un en meşhur ayazmasıdır. 5. Yüzyılın ortalarında, tıpkı yanında bulunduğu Panagia Pege / Balıklı Kilisesi gibi İmparator I. Leon döneminde (457-474) yapılmıştır. 18. yüzyıldan sonra havuzundaki balıklardan dolayı Müslümanlar burayı “Balıklı Ayazma” olarak isimlendirmiş. Zeytinburnu’nda “Kültür Vadisi Projesi” kapsamında Balıklı Meryem Ana Ayazması ve Kilisesi, Balıklı Ayazma Meydanı ve Fırını bir bütün olarak ele alınmıştır. Ayazma’nın çevresi de Zeytinburnu Belediyesi tarafından yeniden düzenlenerek sosyal bir alana dönüştürülmüş. Balıklı Rum Vakfı Hastanesi de ek binalarla genişletilmiş.
Surp Pırgıç Ermeni Hastanesi
II. Mahmud zamanında, Ermeni cemaatinin yeni bir hastane yapımına karar verilir. Hastane için Kazlıceşme ile Yedikule arasındaki Leblebicioğlu Bostanı secilir, 31 Mayıs 1834 günü, Hampartsum Yortusu’nda görkemli bir törenle açılır. 1848 yılında hastanede bir de eczane açılır. 280 yataklı hastane, 1934’ten bu yana cemaat üyeleri tarafından seçilen yönetim kurullarıyla idare ediliyor.
Zeytinburnu’nun Kara Surları…
Zeytinburnu’nda görülmeden gidilmeyecek bir tarihi zenginlik daha: Surlar. Toplam uzunluğu 22 km’ye ulaşan İstanbul surları üç ayrı bölgede bulunmaktadır. Sahilde yer alan Marmara Surları ve Haliç Surlarının yanı sıra büyük çoğunluğu Zeytinburnu ilce sınırları içerisinde yer alan Kara Surları’dır.
Altın Kapı
Surların deniz kenarındaki sınırında Mermer Kule bulunuyor. Mermer Kule’nin yaklaşık bir kilometre içerisinde surların en önemli kapısı Porto Aurea (Altın Kapı) yer almaktadır. Altın Kapı, Via Egnetia, İstanbul-Roma yolunun başladığı nokta olmasının yanı sıra anıtsal bir özellik taşır.
Yedikule Hisarı
İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethinin hemen ardından Osmanlı hazinesinin korunması için, Bizans surlarına yapılan eklerle yeniden inşa edilen bu hisar, yedi adet kulesi ile çevresindeki semte adını vermiştir. Yedikule Hisarı, 5. yüzyılda, II Theodosius döneminde yaptırılan ve Bizans Donemi kara surlarınınım en önemli kapılarından biri olan Altın Kapı’nın iki kulesi ile aynı sıradaki iki Bizans kulesine dıştan eklenen uc silindirik kule ve bunları bağlayan dort sur duvarından oluşan beşgen planlı, yedi kuleli bir yapıdır. Yedikule Hisarı 1959 yılında Cahide Tamer tarafından gerçekleştirilen başarılı onarımlar sayesinde Yedikule müzesi olarak faaliyete geçmiştir.
Diğer Önemli Sur Kapıları
Mukaddes Kaynak Kapısı da denilen Silivri Kapı, adını Mevlevihane’den alan Mevlana Kapı, Topkapı’dır. Ulubatlı Hasan zafer sancağını Topkaya’ya dikmiştir.
BAKIRKÖY: Eski Şehirde Çağdaş Alışveriş
Geçmişin Bakırköy’ünden Bugüne
Septimum ve Hebdemon
Şimdi İstanbul’un sur dışında kalan önemli semtlerinden biri olan Bakırköy’de yaşam MS 2. yüzyılda başlamış. O zaman şehrin sahibi olan Doğu Romalılar; Latinler, “yedinci” anlamına gelen “Septimum”, daha sonra Bizanslılar da yine aynı anlama gelen “Hebdemon” diye adlandırırmış. Kucuk sayfiye kasabası olan Hebdomon zamanla görkemli eserlerle dolup taşmış. 5. yuzyıldan itibaren Hebdemon önem kazanmaya başlamış. 14. yuzyılda bolge Turkler’in elinde geçtiğinde bu ad “Makrikoy” olarak sürdürülmüş. Bakırköy adı ilceye 1925’de verilmiş. 50’li yıllarda İstanbul’un imarı gerekçesiyle yapılan yıkım ve yeniden yapımlar, Bakırköy’ün tarihi dokusunu onemli olcude yitirmesine yol acmış. BAKIRKOY: Eski Şehirde Cağdaş Alışveriş
Geçmişin Bakırköy’ünden Bugüne Bakırköy’ün Ünlüleri
Turk edebiyatının geçmişinde önemli yer tutan Ahmet Rasim -eşinin sık sık yaptığı bir uyarı olan- “Sakın Gec Kalma Erken Gel” şarkısının sözlerini, buradaki Miltiyadis’in meyhanesinde yazmış. Bestekar Yesari Asım Arsoy bir donem Bakırköy’de oturmuştur. Bir Fransız Okulundan Bezazyan Ermeni okuluna, oradan da Bakırköy Halkevi’ne dönüştürülen binada ise, Sururiler, Kenan Büke, Münir Özkul, Sırrı Gültekin, Kenan Pars, Üstün Asutay, Cihat Tamer gibi unlu tiyatro ve sinema sanatçıları yetişmiş. Toto Karaca, Belgin Doruk, Göksel Arsoy, Altan Erbulak, Halit Akçatepe’nin babası da Bakırköy’den yetişmiş sanatçılardan. Tarık Akan da bugün eski Karma Ortaokul binasındaki tarihi binada, Taş Okulu işletmektedir.
Bakırköy’ü Keşif Rotaları-I Birinci Gün: Tarihi Kiliseler ve Çağdaş Alışveriş Merkezleri
1) Hagios Georgios Rum Ortodoks Kilisesi
2) Dzınunt Surp Asdvadzadzni Kilisesi ve Dadyan Okulu
3) Carousel Alışveriş Merkezi
4) Capacity Alışveriş ve Yaşam Merkezi
5) Galleria Alışveriş Merkezi
6) Ataköy Marina
1) Hagios Georgios Rum Ortodoks Kilisesi
Solunuzda göreceğiniz kilise, Hagios Georgios Rum Ortodoks Kilisesi’dir. Bu yapı Bağcı ve Bahçıvanlar Loncası tarafından 1812’de inşa edilmiş. İçerdi, cemaatin ibadeti için ayrılan mekan olan naos ile doğudaki kutsal mekanı sınırlayan ikonastasyonun üst kısmındaki küçük çerçevelere Hz. İsa’nın hayatından alınma sahneler yerleştirilmiş…
14. yüzyılda bölge Türker’in elinde geçtiğinde bu ad “Makriköy” olarak sürdürülmüş. Bakırköy adı ilçeye 1925’de verilmiş.
2) Dzınunt Surp Asdvadzadzni Ermeni Kilisesi ve Dadyan Okulu
Dadyan Sokak’ta Yanyana göreceğiniz binalardan İlki Surp Astuanzazh ya da Dzınunt Surp Asdvadzadzni Ermeni Kilisesi. Kilise Baruthane’de ve Zeytinburnu Demir Fabrikası’nda çalışan Ermeni işçilerin, ibadet yeri talebinde bulunması üzerine yapılmış. 1831’de Rumlardan alınan eski bir manastır arsasına Surp Sarkis’e ithaf edilen ahşap kilise inşa edilmiş. Daha sonra yıkılan bu kilisenin yerine kagir olarak inşa edilen Bakırköy Dzınunt Surp Asdvadzadzni Kilisesi, 7 Nisan 1844’te ibadete açılmış. Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nin ibadete açıldığı yıl, bahçesindeki ahşap bir binada Ardzrunyan Erkek Okulu da eğitim-öğretim faaliyetine başlamış. 2003 yılında onarımdan geçirilen okul binasının arkasındaki sokağın adı, 2004’te, Bakırköy Belediye Meclisi’nin aldığı kararla “Dadyan Sokak” olmuş
3) Carousel Alışveriş Merkezi
Dadyan Okulu’ndan çıktıktan sonra geldiğiniz yöne doğru geri donun. Karşıya geçin, karşınızda dev bir atlıkarınca göreceksiniz. Burası yerli ve yabancı tanınmış markaların ürünlerini bulabileceğiniz Carousel Alışveriş Merkezi.
Web: www.carousel.com.tr/
4) Capacity Alışveriş ve Yaşam Merkezi
Carousel’den çıktıktan sonra karşınıza Bakırköy’ün merkezinde 2007’de hizmete giren en büyük alışveriş merkezi Capacity çıkacak. Burası sergileri, sineması, özel günlerde düzenlenen sosyal etkinlikleri ile de ilgi görüyor ve yılda 22 milyon kişiyi ağırlıyor.
Web: www.capacity.com.tr
5) Galleria Alışveriş Merkezi
İstanbul’un ilk modern alışveriş merkezi Galleria. En yenilenmiş alışveriş merkezi özelliği taşıyan, unlu mimar Hayati Tabanlıoğlu’nun eseri Galleria’yı görmeden alışverişi bitirmek olmaz.
Web: www.galleria.com.tr
6) Ataköy Marina
Hemen sahildeki Ataköy Marina’nın Park’ına uzanın. Acıktıysanız, Namlı ’da bir Türk kebabı yiyin, arkasından Mado’nun nefis dondurmalarından tadın.
Web: marinaparkatakoy.com
Şaban Ağa (Çarşı) Camii ve Hamamı -1601 Şaban Ağa veya Çarşı Camii
Bakırköy’deki en eski cami olan, İstanbul Caddesi üzerinde bulunan bu camiye Karaderviş Ağa, Mehmetoğlu Derviş Ağa ve Çarşı Camii adları da verilmiş. Avlusunda üç musluklu bir çeşme ve Şaban Ağa ile oğulları Mehmet ve Mustafa Ağalara ait kitabeler bulunuyor.
Baruthane
Bakırköy ilçesi içindeki eski yapıların başında gelen ve bugünkü Ataköy taraflarında bulunan, Fransızların III. Selim döneminde inşa ettikleri 1768 tarihli Baruthane-i Humayun, 19. yüzyıl sonlarında bez fabrikasına dönüştürülmüş.
Elektrik İdaresi Binası
Bakırköy Elektrik İdaresi binaları mimarı Kemalettin Bey’dir. Elektrik İdaresi daha önce istasyon yakınlarında bir binada imiş, Kemalettin Bey’in projesinden sonra şimdiki yerine geçirilmiş.
Veli Efendi Hipodromu
Bugünkü Veliefendi Hipodromu’nun bulunduğu arazi ise Osmanlı döneminde İstanbul’un en gözde mesire yerlerinden biriydi. Bu arazi Sultan III. Mustafa tarafından, sürgün ettiği Şeyhulislam Veliyuddin Efendi’ye, özür mahiyetinde verilmiş. Veliefendi Çayırı’nın kaderi Enver Paşa’nın kurduğu komitenin, “at yarışı düzenlenebilecek arazi” olarak seçmesiyle değişmiş. Mimarı I. Ulusal Mimarlık Akımı öncülerinden Mehmed Vedat Tek. Hipodromun arazisi, 1950 yılında Tarım Bakanlığı tarafından Türkiye Jokey Kulübü’ne kiralanmış.
Eski Reşadiye Kışlası- Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ve Müzesi
Hastane 1924 yılında Toptaşı Bimarhanesi olarak şimdiki yerine taşındı. Bu binanın mimarı Alman Cesar Lundgreen idi. Sultan Reşad tarafından yaptırılmış. Prof. Dr. Mazhar Osman Usman, Bakırköy Emrazı Asabiye ve Akliye hastanesini hastalarla birlikte kurmuş. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi, hastanenin 100 yıla yaklaşan tarihi boyunca kültürel mirasın toplandığı, belgelendiği, korunduğu ve sergilendiği bir kurum müzesi.
Web: www.bakirkoyruhsinir.gov.tr/tr
İtalyan Katolik Kilisesi
Semtin en iyi korunan yapısı…
Doğu Roma (Bizans) Döneminde Yeşilköy:
Aios Stefanos, San Stefano, Ayastefanos 4. ve 5. yüzyıllarda Yeşilköy, adı bilinmeyen küçük bir balıkçı koyu. O donemde mezarı belli olan Hristiyan azizlerinin kemikleri buraya getirilmeye başlanmış. İsa’nın ilk havarilerinden Aios Stefanos’un kemiklerinden bazıları da burada saklanmış. Bu yüzden burası Aios Stefanos adını almış. Aios Stefanos, halk dilinde “Ayastefanos”a donuşmuş. Levantenler, Latinler, Katolikler de semte San Stefano adını vermişler. Bizans döneminden günümüze kadar gelebilen tek tanık Aya Fotini ayazması…
YEŞİLKOY / AYASTEFANOS
Yeşilköy, Doğu Romalılar, Latinler, Osmanlılar, Rumlar, Museviler, Ermeniler, Levantenler, Katolikler, Müslümanlar ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının üzerinde yaşadığı, birbirleriyle “hemşehri” olduğu, arkalarında kalıcı eserler ve anılar bıraktıkları bir yer. Osmanlı Yeşilköy’ü
Doğu Roma (Bizans) Döneminde Yeşilköy:
Aios Stefanos, San Stefano, Ayastefanos 4. ve 5. yüzyıllarda Yeşilköy, adı bilinmeyen küçük bir balıkçı koyu. O donemde mezarı belli olan Hristiyan azizlerinin kemikleri buraya getirilmeye başlanmış. İsa’nın ilk havarilerinden Aios Stefanos’un kemiklerinden bazıları da burada saklanmış. Bu yüzden burası Aios Stefanos adını almış. Aios Stefanos, halk dilinde “Ayastefanos”a donuşmuş. Levantenler, Latinler, Katolikler de semte San Stefano adını vermişler. Bizans döneminden günümüze kadar gelebilen tek tanık Aya Fotini ayazması…
Osmanlı Yeşilköy’ü
Fatih Sultan Mehmet’in orduları da İstanbul’a gelmeden önce, Bizans’ın Trakya’da, sur dışındaki pek çok merkezi ile birlikte, Ayastefanos ve Makrikoy’u de almışlar. Yeşilköy, Fatih’in emri üzerine Dayı Karaca Bey komutasındaki güçler tarafından 1453 Şubat’ında Osmanlı topraklarına katılmış. İstanbul da alındıktan sonra Osmanlı geleneksel yönetim politikasıyla bölgenin gelişimi surmuş. 19. yüzyılda tüm koy Sultan’ın bir hediyesi olarak Ermeni Dadyan ailesine ait. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1930 yılında İstanbul’un idari yapısı düzenlenirken, bu mahalleye de yıllarca burada yaşayan Halit Ziya Uşaklıgil’in teklif ettiği söylenen “Yeşilköy” adı verilmiş.
1894-1897 arasında yapımı sürdürülen bu yapının ilk katında savaşta ölen Rus askerlerinin kemikleri saklanmış.
Ayastefanos Abidesi
1877-1878 Savaşında Ruslar Yeşilköy’de karargah kurmuş Ayastefanos Antlaşması burada, Villa Neriman’da imzalanmış. Savaşta ölen Rus askerleri için Florya yakınlarındaki Şenlikkoy’de bir arazi alınarak anıt ve kilise yapılmaya başlanmış. 1894-1897 arasında yapımı sürdürülen bu yapının ilk katında savaşta ölen Rus askerlerinin kemikleri saklanmış. 31 Mart ayaklanmasını bastırmak için Selanik’ten gelen Hareket Ordusu da Yeşilköy’den İstanbul’a girmiş. Turgay Tuna’nın Deniz Feneri’nin Işığında Yeşilköy Ayastefanos kitabında bu konuda da önemli ayrıntılar var.
Atatürk (Yeşilköy) Havalimanı
Atatürk Havalimanı; Bakırköy, Yeşilköy, Yeşilyurt, Florya ve Sefa koy semtleri arasında kurulu Türkiye’nin en büyük havalimanı. 1949’da başlanan inşaat, 1953’de tamamlandı “Yeşilköy Hava Meydanı” adıyla hizmete açıldı. Artan yolcu ve uçak trafiğini karşılamakta yetersiz kalan Atatürk Havalimanı’nın terminal ihtiyacını karşılamak amacıyla harekete geçildi. Modern terminal binası, 10 Ocak 2000 tarihinde işletmeye açıldı. Bugünkü Atatürk Havalimanı – Dünyanın önemli havalimanları arasında yer alan Atatürk Havalimanı, çeşitli boyutta 90 adet uçağın park edebileceği park alanları, 189 bin m2 terminal binası çok kompleks bir yapıya sahip.
Bugünkü Yeşilköy
Nadir de olsa İstasyon Caddesi ve İskele Meydanı çevresinde 19. yüzyılın ikinci yarısında yapılmış ve sayıları yok denecek kadar azalmış barok ve Art Nouveau izleri taşıyan yapılar var. Yeşilköy’de ayrıca, Yeşilköy Marina, CNR & Expo Fuar Merkezi hizmet veriyor.
Bakırköy’ü Keşif Rotaları-II (Yeşilköy ve Florya)
Doğu Roma’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne Yeşilköy ve Florya
1. Havacılık Müzesi
2. İstasyon Caddesi Üzerindeki Tarihi Yapılar
3. Mecidiye Camii
4. Yeşilköy Feneri
5. Bakırköy Sanat Evi ve Kent Müzesi
6. Balıkçı Hasan ve Röne Park
7. Akvaryum
8. Florya Atatürk Deniz Köşkü
9. Florya Atatürk Ormanı
1) Havacılık Müzesi
20. yüzyılın başlarında, Harbiye Nazırı olan Mahmut Şevket Paşa’nın girişimleriyle orduya balon ve uçak sağlanması, gereken tesislerin kurulması çalışmalarına başlanmış. Bugünkü Yeşilköy Havaalanı’nın kuzey sınırına yakın bir yerde iki hangar ve bir meydan yapılarak ilk önemli adım atılmış. Hangarlar ve meydan, bazı ekler yapılarak 3 Temmuz 1912’de Yeşilköy Hava Mektebi olarak hizmete girmiş. 1967’de Türk havacılığının doğup buyurduğu yer olan Yeşilyurt’ta, “Hava Harp Okulu” açılmış ve aynı yerde eğitimini sürdürmektedir.
Web: www.hho.edu.tr/muze/muze.htm
2) İstasyon Caddesi Üzerindeki Tarihi Yapılar
Havacılık Müzesi’nden çıktıktan sonra İstasyon caddesi üzerinden yürüyüşe başlıyorsunuz. Bu caddeyi İstasyon yapıldığı zamanın şehir planlamacısı Salih Efendi, Yeşilköylüler İstasyona daha rahat gidip gelsin diye yaptırmış. Sahile inerken, İstasyon Caddesi’yle Çekmece Caddesi’nin kesiştiği köşede Rum ilkokuluyla Bezmialem Camii bulunmakta. Cümbüş Sokak’a saparsanız, San Stefano Latin Kilisesi’ne gelirsiniz. Cümbüş Sokak’tan tekrar geri donup aksi yönde yürürseniz, Surp Stepanos Ermeni Kilisesi ve Ermeni İlköğretim Okulu’na gelirsiniz.
3) Mecidiye Camii
Sahile indikten sonra Anafartalar Sokak boyunca yürürseniz Mecidiye Camii ile karşılaşırsınız. Yeşilköy’deki bu en eski cami, Sultan 5. Mehmed Reşat’ın, babası Abdülmecit anısına 1909’da yaptırdığı Mecidiye Camisi’dir. Şimdi Yeşilköy Camii olarak tanınan bu cami, giriş aksına göre simetrik planlı olarak tasarlanmıştır.
YEŞİLKÖY İSTASYONU SURP STEFANOS ERMENİ KİLİSESİ ve OKULU – Havan Sokak
AYASTEFANOS RUM ORTODOKS KİLİSESİ Mirasyedi Sok.
SAN STEFANO LATİN KİLİSESİ Cümbüş Sokak LATİN MEZARLIĞI- Yeşil Zeytin Sokağı
BEZMİ ALEM CAMİ ve RUM İLKOKULU
İstasyon Cad. ile Çekmece Cad. köşesi
4) Yeşilköy (Ayastefanos) Feneri
Şurada fenerin dilinden (Türkçe) konuşan kısacık bir video var. 1853- 1830 Kırım Savaşı sırasında Fransızlar buraya yerleşip İstanbul’un o zamanki üç fenerinden birini burada yapmışlar. 15 deniz mili mesafeden görülebilen fener 10 saniyede bir 2 gruplu ışık yayıyor.
5) Bakırköy Sanat Evi ve Kent Müzesi
Tarihi bir Rum evinin restore edilip aslına uygun olarak yeniden inşa edilmesiyle hizmete giren Bakırköy Sanat Evi ve Kent Müzesi’nin küratörlüğünü Araştırmacı- Yazar Turgay Tuna yapmış. Bu işin nasıl tamamlanabildiğinin ayrıntılarını ondan da öğrenmek mümkün.
6) Balıkçı Hasan ve Röne Park
Öğle yemeği için tavsiyemiz: Balıkçı Hasan. Kahvenizi de Yeşilköylülerin çok sevdiği, adını eski bir semt sakininden alan Rone Park’ta, etrafınızdaki tavus kuşları ve birbirinden renkli hayvanları izlerken içebilirsiniz.
7) İstanbul Akvaryum
Dünya denizlerinde yaşayan balık türlerinin içinde bulunduğu, kendi türündeki akvaryumlarla kıyaslandığında; gezi güzergâhı, temalandırma, interaktifte, yağmur ormanı ve yeni nesil teknolojisiyle dünyanın en yeni akvaryumlarından biri Florya’da. Eğer çocuklarınızla birlikte seyahat ediyorsanız, buraya bayılacaklar!
Web: www.istanbulakvaryum.com
8) Florya Atatürk Deniz Köşkü
Atatürk’ün yaşamının son dönemlerinde, hastalığına iyi geleceği düşünülerek Doktor Neşet Ömer’in önerisiyle İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında yapımına başlanan Deniz Köşkü, 43 gün gibi kısa bir surede tamamlanmış. Yazlık bir konut olarak hazırlanıp, 1935 yılının Ağustos ayında kullanıma
acılan köşk, Atatürk’ün ilgisi nedeniyle önem kazanan ve bir vakitler İstanbul’un en güzel plajı olan Florya’da bulunuyor.
Web: www.millisaraylar.gov.tr/portalmain/
VisitingInfo.aspx
9) Florya Atatürk Ormanı
Köşkün ilk yapıldığı dönemlerde Atatürk’ün girişimiyle yakın cevrede bulunan ve içinde metruk Ayastefanos Manastırı’nın yıkıntılarının bulunduğu cayırda, köşke bahçe olarak bir koru oluşturulmuştu. Bu koru, bugün Florya Atatürk Ormanı adıyla anılmakta ve halka acık park olarak kullanılmaktadır